Tarih: 12 Mart 2019
Yer: ODTÜ, 06680 Çankaya/Ankara
Program
ODTÜ Mimarlık Amfisi Üniversiteler Mh., Orta Doğu Teknik Üniversitesi, 06680 Çankaya/Ankara | |
13:00 – 13:30 | Kayıt |
13:30 - 14:00 | Gençlik ve Kent için Doğa Projesi ve Uygulamaları Dr. Mihraç Banu Gündoğan, ODTÜ |
14:00 - 14:20 | Açılış Konuşmaları Dr. Uğur Zeydanlı, Doğa Koruma Merkezi Dr Martin Warren, Butterfly Conservation Dr. Kemal Başçı, Ulusal Ajans Doç. Dr. Mustafa Hilmi Çolakoğlu, MEB Prof. Dr. Gaye Teköz, ODTÜ |
14:20 – 14:40 | Çay/Kahve arası |
14:40 – 15:00 | ODTÜ’nün Doğası Prof. Dr. Cemal Can Bilgin, ODTÜ |
15:00 – 15:20 | EKOSAM (Ekosistem Uygulama ve Araştırma Merkezi) Prof. Dr. Meryem Beklioğlu, ODTÜ |
15:20 – 15:40 | Dünyada Gençlik, Kent ve Doğa Morena Christina Europia Rizzo, Anima Mundi |
15:40 – 16:30 | PANEL “Yerleşkede başlayan doğa eğitimlerinin sürekliliği ve yaygınlaştırılması” Prof. Dr. Cemal Can Bilgin, ODTÜ Doç. Dr. Mustafa Hilmi Çolakoğlu, MEB Yunus Duman, Ulusal Ajans Tuğba İnanç, ODTÜ Koleji Ekin Yılmaz, ODTÜ |
16:30 – 17:00 | Soru – Cevap |
17:00 –17:30 | Kapanış Konuşması Prof. Dr. Michael Vrachnakis, Thessaly Teknolojik Eğitim Enstitüsü |
Panel Sonuçları:
ODTÜ doğasının korunmasının önemi vurgulandı. Yeni bir orman oluşturmak gibi genel algının yoktan var etmek üzerine olduğu, yerleşkeyi ziyaret edenlerin algısının olumlu yönde olduğu, günümüzde her yerde görmeye alıştığımız avmlerin aksine, doğal bir ortam olmasının cezbedici olduğu, dolayısıyla yerleşkenin ekolojik ilkelere göre yönetilmesi gerektiği, bu tip projelerin insanların ve öğrencilerin doğayı daha doğru tanımasına imkan sağladığı değerlendirildi.
Sanayileşmeye daha çok önem verip doğayı ihmal ettiğimiz, bunu telafi etmeye çalıştığımız, dolayısıyla MEB programlarında doğa korunmasıyla ilgili kazanımlar olduğu vurgulandı. Ekolojik konuların ve küresel sorunların güncellenmesiyle MEB programlarının da yenilenmesi gerektiği, ayrıca okullarda kulüp çalışmalarıyla doğa etkinliklerinin düzenlenebileceği, burada gönüllülüğün önemli olduğu belirtildi.
Okullardaki doğa eğitiminin problem ve proje odaklı olması gerektiği, çocukların gerçekten bir canlıyı ve doğayı kurtarabilceğine inanırsa doğa çalışmalarına daha içten katılabileceği, öğretmenlerin doğa rehberi olarak yetiştirilmesi gerektiği fikirleri öne sürüldü.
Projenin en önemli çıktısının gençler olduğu, doğa rehberlerinin proje kapsamında yetiştirilmesinin projenin başarısı olduğu dile getirildi. Projenin sürdürülebilirliği konusunda üniversite yönetimine de rol düştüğü, doğa rehberleri yetiştirilmesi ve bunun sürekliliği konusunda çorbada tuzunun olması gerektiği belirtildi. Bu konuda 25 yıllık tecrübe olduğu ve bu tecrübenin sağlam adımlar atmaya yarayacağı vurgulandı. Öğrencilerin nitelikleri her dönem değiştiği, geleneksel eğitim yöntemlerinin artık etkili olmadığı internet ve sosyal medyadan daha çok yararlanılması gerektiği ifade edildi. Bu kanallar aracılığıyla önemli işbirlikleri kurultuğu bir network oluşturulduğu, EKOSAM ve öğrenci topluluğuyla üniversite çatısı altında çalışmalara devam edileceği değerlendirildi.
Erasmus üzerinden yeni projeler geliştirilebileceği, doğa, ekoloji konularını akademik anlamda ele alan, üniversitelerle, STK’larla projeler yapabileceği değerlendirildi. Doğa rehberinin bir çevirmenden eksiğinin olmadığı, bir meslek olarak değerlendirilmesi gerektiği fikri öne sürüldü. Öğretmenlerin doğa rehberi olarak yetiştirilmesi konusunda hizmet içi eğitim programı oluşturulabileceği belirtildi. Özellikle doğa eğitimi konusunda çocukların keşfederek, doğaya çıkarak, işbirliği yaparak, problem çözme becerilerini geliştirirerek gerçek hayata hazırlamanın önemi ortaya konuldu.
Doğa eğitiminin hayat boyu öğrenme kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, değerler konusunun önemli olduğu vurgulandı.